Üçüncü sınıfta İstanbul Çocuk Bienali için sanat yönetmenliği yapma fırsatı elde ettim
2013 yılında yetenek sınavlarına hazırlanırken İstanbul Bilgi Üniversitesi’nin yetenek sınavına kaydoldum. En baştaki hayalim devlet üniversitesi olan güzel sanatlar üniversitesinde okumak iken BİLGİ’nin avantajlarını öğrendikten sonra BİLGİ’ye gelmeyi tercih ettim. Tanıdığım muhteşem hocalar ve onların önderliğinde eğlenceli ve bir o kadar teorik olan dersler hayatıma yön vermemde etkili oldu. İlk başlarda ne yapacağımı bilemezken ve nasıl bir beklenti de olmam gerektiğini bilmezken bir anda kendimi muhteşem bir maceranın içinde buldum.
BİLGİ’deki ilk senemde hayalim bir kostüm tasarımcısı olmaktı. Hocalarımın yönlendirmesiyle beraber bu yönde kendimi çok geliştirdim bir yandan da okulda bulunduğum seneler boyunca Fashion Week’lerde görev aldım. Backstage’in büyüsüyle aşırı etkilendim ve hayalimin gelişmesine ön ayak oldu. Dikiş dikmeyi dahi bilmezken kendimi mekik ve mesurayla harikalar yaratırken buldum ve kendimi çizim, bilgisayar programları konusunda geliştirdim. Seçmeli derslerle moda sektörünün diğer yönlerini de öğrenme fırsatı buldum. Fotoğrafçılıktan, editörlüğe birçok yönde bilgi sahibi oldum.
BİLGİ’nin hiçbir kulübüne üye olamasam da çoğu kulübüne yardımcı olup BİLGİ’lilerle beraber güzel işler çıkardık. 2016’da İstanbul Çocuk Bienali için sanat yönetmenliği yapma fırsatı elde ettim.
BİLGİ’deki 2. Senemde Laureate programı olan NABA ile beraber yapılmış çift diploma programına katılmak için şans yakalamıştım. 3. Senemde İtalya’da 1 sene kalıp aynı zamanda NABA’dan alacağım eğitim için çok heyecanlıydım. 1 sene çok hızlı geçti ve sonra İtalya’daydım. İlk defa gittiğim Milano ilk başlarda zorlu geçse de ortalarına ve sonlarına doğru oradan ayrılmak istemedim.
NABA’da aldığım eğitimle moda sektörünün zorluklarını, stresini ve disiplinini tatmış oldum. Dikişteki yeteneklerimi geliştirirken diğer yandan da styling ve koleksiyon hazırlamayı öğrendim. BİLGİ’de olduğu gibi NABA’daki mükemmel hocalarla beraber kendimi geliştirdim. Kostüm tasarım istediğimden sadece moda dalında değil aynı zamanda NABA’daki ek derslerle sinema ve kostüme dair daha fazla bilgi edindim. Milano’daki Fashion Week’lere gitme fırsatı buldum.
Son senemde ise BİLGİ’ye geri dönmüştüm. Bir yandan NABA için olan tezimi ve koleksiyonumla uğraşırken diğer yandan da BİLGİ’nin son koleksiyonunu yapıyordum. BİLGİ’nin staj dersi sayesinde Rack İstanbul halkla ilişkiler şirketinde çalışma fırsatı elde ettim. Bu sayede 4 ayda sektöre dair bir sürü insanla tanıştım ve Halkla ilişkilerin ne demek olduğunu öğrenmiş oldum. Daha sonrasında ise Yasemin Eke’ye asistanlık yaptım. Dizilerde ve filmlerde backstage ortamını tecrübe ettim.
Şu geçen 4 seneme baktığımda kendimdeki gelişimi gördüm ve BİLGİ’yi tercih etmeseydim bu kadar fırsat ve başarının varolabileceğini dahi hayal edemezdim sanırım. Kazandırdığı dostluklardan tutun, moda ve kostüme dair öğrendiklerime, değerlendirdiğim fırsatlarımdan ve bunlardan elde ettiğim kazançlara, BİLGİ tam anlamıyla Türkiye’de bulunabilecek en zengin okullardan biri. Burayı tercih ettiğim için çok mutluyum ve şimdi buradan ayrılırken keşke başa dönüp tekrar Bilgi’de okuma fırsatını elde etsem diyorum. Çünkü paha biçilemez bir deneyim ve öğrenim hayatıydı.
Teşekkür ederim İstanbul Bilgi Üniversitesi ve teşekkürler hayatıma yön vermeme yardımcı olan bütün değerli muhteşem BİLGİ hocalarıma!