BİLGİ’ye ilk geldiğim günü hatırlıyorum. Bir yaz festivalinde Tarkan konserini izlemek için gelmiştim ve ilk görüşte burası benim okulum olacak demiştim; öyle de oldu. Üniversite tercih döneminde çoğu öğrencinin aksine ben çok kararlı ve nettim; reklamcılık okumak istiyordum ve BİLGİ reklamcılık öğrencisi olmak istiyordum. Şanslı bir çocuk olduğumu düşünüyorum çünkü ailem de bu süreçte tercihlerime saygı duydu ve beni her zaman destekledi. Reklamcılık öğrencisi olduğum için bir kez bile pişmanlık duymadım, kendimi tanıyarak bu kararı verdiğim için çok mutluyum. Bu işi sevmeden yapamayacağımı, okul dönemi çeşitli ajanslarda staj yaparken anladım. Bir şeyler üretmenin verdiği keyifle mesaiye kalmak bile bana çok keyif veriyordu.
Bölümü okurken geleceğe yatırım yapıp portfolyom için işler yapmak bana kendimi daha iyi hissettirdi, bir şeyler yapabildiğimi somut bir şekilde görmeye başladım. Bunun son örneği de sanırım; 50 Saniyede Bilgi yarışması oldu. Bir yaz günü BİLGİ official sayfasında şöyle bir ilan gördüm “Bize kendi BİLGİ’ni anlat”. Aklıma, kampüsle tanıştığım gün geldi ve çeşitli sahneler oluşturdum. 50 saniyede kendi BİLGİ’mi kısa filmle anlattım ve yarışmanın kazananı olarak Londra’da 2 haftalık dil eğitimine hak kazandım. Bunun yanı sıra 2017 yaz döneminde daha önceden de aşina olduğum BİLGİ tanıtım ailesiyle tanıştım. Yaz döneminde tercih öğrencilerine kendi okulumu severek anlatmak ve tanıtım ailesi bünyesinde olmak bana yeni bir Özlem’i gösterdi. BİLGİ’den çok şey kazandım, nice arkadaşlıklar, deneyimler, akademik yetkinlikler ve her şeyden öte kocaman bir aile. Hayatta her zaman çok içten istediğim başarılara büyük kararlılıklarla mücadele ederek sahip oldum. Şuan, 4 senenin sonunda arkama baktığımda dolu dolu yaşadığım bir üniversite hayatı var.