BİLGİ’de Uluslararası İlişkiler Bölümü’yle başladığım serüvene en büyük hayalim olan Hukuk ile çift anadal yaparak devam edip mezun oldum. Kendimi bildim bileli istediğim bu bölümün ve bu okulun bana hayal ettiğim tüm kapıları açacağını ilk başta görememiştim. BİLGİ’nin İzmir’deki tanıtım ofisinde cesaretlendirilmiştim fakat sonuna gelebileceğime inansam da çok uzak bir hayal gibiydi. Kendinize inanmak çok önemli çünkü unutmayın ki inanmak, her işin ilk adımıdır. Kendinize inanma serüveninizde destek görmek ise sadece BİLGİ’ye mahsus bir şey. Tercih dönemimde çok fazla okul dolaşmama rağmen başarılı ve istekli öğrencileri en fazla destekleyen okul olarak BİLGİ, öncesinde aklımdan bile geçmeyen olanakları önüme serdi. Bunlardan ilki şüphesiz ki çift anadal öğrencisi olmaktı, birden fazla bakış açısını anlamama yardımcı olan ve dünyadaki çoğu şey hakkında bilgi sahibi olmamı sağlayan 2 bölüm bitirdim. Her zaman okumayı ve çabalamayı sevmişimdir fakat emin olun ki bunları kendi gelişiminiz için yaptığınızda aldığınız haz hepsinden farklı oluyor. Uluslararası İlişkilerde öğrendiklerimle Hukuk’ta öğrendiklerimi harmanlayınca ortaya bir dünya görüşü çıktığını düşünmekteyim.
Uluslararası İlişkiler bölümünde 2. yılımdayken Hukuk ile çift anadal kabulüm gelince gerçek anlamda dünyalar benim olmuştu. Fakat isteklerimin ve yapacaklarımın sınırının bu olmasını istemiyordum. Tam da bu yüzden kendime bir söz verdim hem her sene kendimi geliştirecek seminerlere ve yarışmalara katılacak hem de benden küçüklere ve üniversiteye girmek isteyenlere kendi yolumu önererek onlara yol gösterecektim. Tam da bu yüzden 2 yaz boyunca Yaz Tanıtım programında çalışarak, üniversite sürecinde kafasında soru işareti olan öğrenci adaylarına ve velilerine yardımcı oldum. 20’nin üzerinde öğrenciyi hukuk ve uluslararası ilişkiler öğrencisi olmak üzere BİLGİ’ye kazandırdım ve sonrasında da ders programlarını yönetmede, sorularını cevaplamada etkin bir rehberlik ile yardımcı olmaya çalıştım. Başkalarına yardımcı olmak ve onlara yol göstermek benim için her zaman tatmin edici olduğundan onların başarılarını görmek ve onlara destek olmak beni çok sevindiriyor.
Kendi hayallerimi gerçekleştirmede ilk adımım ise, BİLGİ’de her yaz düzenlenen ve İnsan Hakları Hukuku Yaz Okulu programına katılmak oldu. Yaz okuluna ilk seneden beri hep hevesle katıldığımı daha dün gibi hatırlıyorum. İkinci senemi farklı okullarda düzenlenen farazi mahkeme yarışmalarına katılmaya ve hukuku daha yakından tanımaya adadım. Birçok okulda düzenlenen mahkeme yarışmalarını takip edip onlarda rol almaya gayret gösterdim. Aynı zamanda ortalamamı 3.60’a yükselttim (Bu bir cümlede söylenebilen bir şey olsa da büyük bir özveri gerektirdiğini söylemek hatalı olmaz). Katıldığım bir yarışmadan “En İyi Hakim” ödülünü alınca farazi mahkeme yarışmalarına olan hayalim daha da büyüdü. Okulumuzda her sene çalıştırılan hali hazırda 3 yarışma (Moot Court) olduğundan bu yarışmaları çalıştıran hocaların kapılarını çaldım. En hevesli olduğum yarışma, okulumuzda sevgili Dr. Öğr. üyesi hocamız Dolunay Özbek tarafından yürütülen ve Uluslararası Hukuk alanında düzenlenen Philip C. Jessup Uluslararası Hukuk Farazi Mahkeme yarışması olduğundan okul grubundaki öğrencilerden biri olmak için başvurmuştum. Mülakatlar ve hazırladığımız ödevler sonucunda 4 arkadaşımla birlikte kabul edildik. Yarışma süreci oldukça zor olsa da hocalarımız bu süreçte arkamızda durup bizi sonuna kadar desteklediler. Okulumuz da bize her türlü imkânı sağlayarak bu süreci kolaylaştırmaya çalıştı. Bu yarışma Türkiye ön elemelerinin olduğu bir yarışma olduğundan Türkiye’de sözlü aşamada 3. dilekçe aşamasında 2. olduk. Aynı zamanda yarışmada çok değerli uluslararası hukuk hocalarından olan Prof. Dr. Rauf Versan ile tanışma fırsatı yakaladık. Farazi mahkeme yarışmaları avukatlık becerilerini geliştirmekte çok önemli bir yere sahip olduğundan birçok hukuk bürosu ve hocalarımız tarafından süreç içerisinde ve süreç bitiminde tam destek gördük. BİLGİ’nin en büyük farkı bu imkanların hepsini çabalayan ve gerçekten yapmak isteyen herkesin önüne altın tepside sunmasıydı. Son senemde sevgili hocam Doç. Dr. Hasret Dikici Bilgin ile Doç. Dr. Emre Erdoğan hocamın referansıyla Odgers Berndtson’ın düzenlediği global bir program olan Bir Gün CEO’ya katılma şansı yakaladım. 6 aylık kapsamlı bir program sonucunda 20 arkadaşımla beraber finalist olmaya hak kazandık ve ödül olarak da özel sektörün önde gelen 20 farklı CEO’suyla eşleşerek 1’er gün geçirdik. Süreç bana çok güzel arkadaşlıklar, inanılmaz deneyimler ve en önemlisi bir iş çevresi (network) kazandırdı.
Çevremdekilerin hep sorduğu bir soruya yanıt vererek bitirmek istiyorum. “Kendini niçin bu kadar zorluyorsun?” Cevabını herkese buradan da bir kere daha vermenin faydalı olacağını düşünüyorum. Kendini geliştirmenin bir serüven ve bir hayat tarzı olduğu dünyada kendinizin üzerine koyduğunuz bir taş bile fazlalık olmayacaktır. İlgilendiğiniz her şeye iki elle sarılıp sırtınıza onları da yükleyip öyle devam edin. Tek bir ilgi alanıyla ve yetenekle yetinmemek üniversite hayatında hem hedef belirlemenize yardımcı olur hem de sizi olmak istediğiniz yere taşır. Sevdiğiniz şeyleri yapmak ve onlardan sonuç alacağınıza inanarak yönünüzü belirlemek sizi istediğiniz yere götürecektir.
Bugün dönüp arkama baktığımda, 5 senelik üniversite hayatımda hep tekrarladığım bir şey var: İyi ki BİLGİ. Tüm fırsatları önüme sunan ve hep destek olan BİLGİ her zaman bir üniversiteden fazlası olarak kalacak.