Bengüsu Güvendi

Bengüsu Güvendi

Hukuk Mezunu

BİLGİ'de sadece teoride değil pratikte de öğrenebileceğimiz bir imkân yaratıldı


“Önünüze sunulan imkanları en iyi şekilde kullanmak ve bundan keyif alarak kendinizi hep daha ileriye götürmek insanın kendi elinde. Ne mutlu bana ki bunu bana gösteren ve öğreten çok değerli akademisyenlerle birlikte bu dört senemi tamamlamış oldum. Geriye dönüp baktığımda bütün bu deneyimler ve hayat dersleri için minnettarım.” 

Yaşadığımız dünya artık öyle bir yer ki, kendimizi etrafımızda olan bitenlerden soyut bir şekilde geliştirmemiz mümkün değil. Sadece yerel olan, çok yakından bildiğimiz hatta hemfikir olduğumuz konular üzerinde çalışarak çevremize bir katkıda bulunabileceğimize inanmıyorum. Tartışılmamış olanı tartışmak, üzerinde hemfikir olunan konulara tekrar yoğunlaşıp farklı perspektifler geliştirmek gerçekten çok önemli. İstanbul Bilgi Üniversitesi’ni tercih etmemin ilk sebebi, çok zengin bir akademik kadroya sahip olması ve hukuku sadece teoride değil, farazi dava yarışmaları, klinik çalışmaları ile pratikte de öğrenebileceğimiz bir imkân yaratılmasıydı. Hukuk Bölümü öyle bir yer ki, nerede okuyacağına karar verirken laboratuvar, teknik imkanlar gibi fiziksel olanaklara bakarak karar veremiyorsunuz. Sizi bir adım ileriye götürebilecek aletleriniz analitik düşünme, farklı tartışma ortamları ve her konuda değişiklik ve yeniliklere açık olabilmek. Bu sebeptendir ki, bu dört yılda en çok kendimi geliştirdiğim ve sınırlarımı aşmayı başardığım deneyimler sıradan hukuk fakültesi eğitiminin kapsamının çok daha ötesinde deneyimler oldu.

İkinci sınıftan itibaren Hukukta Kariyer Günleri’nin organizasyon ekibinde yer aldım. Kendilerinden çok şey öğrenebileceğimiz, günlük hayatımızda belki de ulaşılması çok zor olan insanları Üniversitemizde ağırlamak, onlarla bire bir sohbetlerde bulunup üniversite hayatımız sonrası kendimize nasıl yollar çizmemiz gerektiğini farklı kariyer yollarını takip etmiş insanlardan öğrenmek çok farklı bir deneyimdi. İnsan ilişkileri ve çevrenin çok önemli olduğu günümüzde bu tarz bir organizasyonda yer alabilmenin büyük bir şans olduğunu düşünüyorum. Üçüncü sınıftan itibaren Hukuk Fakültesi Öğrenci Konseyi kurduk ve bu konsey ile birçok etkinlik düzenleyerek çeşitli tartışma ve sohbet ortamları yarattık. Hukuk Bölümü öyle bir bölüm ki, çevrenizdeki gerçek sorunlardan, dünyadan kopuk olarak bu eğitimi başarıyla almanız mümkün değil. Yine üçüncü sınıfta Hukuk Kliniği derslerini alarak hukuki danışmanlığa gereksinim duyan insanlara yardımcı oldum ve üniversiteyi henüz bitirmeden bir avukat gibi çalışma fırsatı edindim.

Son senemde ise, üniversite eğitimim boyunca beni en çok zorlayan ve en çok geliştiren “ELSA Dünya Ticaret Örgütü’nün Farazi Mahkeme Yarışması”na katılma imkanına eriştim. Eylül ayında hakkında hiçbir bilgiye sahip olmadığım bir konuda, Şubat ve Haziran aylarında dünyanın en saygın akademisyenleri, hakemleri ve avukatları önünde yarışıyordum. Uluslararası Ticaret Hukuku alanında Türkiye’deki fakülteler ne yazık ki çok bilgi sahibi değil. Birçok öğrenci bu alanı hiç öğrenme fırsatı bulmadan fakültelerinden mezun oluyorlar. Oysa dediğim gibi dünya artık global ve sadece yerel olanla ilgilenerek ilerleme kat etmek çok mümkün gözükmüyor. Hem Avrupa finalleri hem de dünya finallerinde karşılaştığımız diğer üniversite öğrencileri Uluslararası Ticaret Hukuku alanında uzun zamandır çalışma fırsatı bulmuş, akademik materyalleri kendi ana dillerinde okuma şansını elde etmişlerdi. Ancak, benim de takım kaptanı olduğum BİLGİ takımı birçok saygın üniversite arasından sıyrılarak Avrupa Birincisi oldu. Üstelik yine Avrupa Finalleri’nde “En İyi Davacı Dilekçesi”, “En İyi Davalı Dilekçesi” ödüllerinin de sahibi olduk. Ayrıca final karşılaşmasında ben de “En İyi Konuşmacı” ödülünü aldım. Kısacası takımımızla dört ay önce hiçbir fikre sahip olmadığımız bir konu hakkında Avrupa’nın en iyi okulları ile karşılaşarak dört ödül ile ülkemize dönerek bu gururu yaşamış olduk. Bu deneyimin bana öğrettiği en önemli şey doğru insanlarla, kendine inanarak çalıştığında ve yaptığın işten keyif alarak hep daha iyisini amaçladığında elde edemeyeceğin bir başarı gerçekten yok. Bu deneyim sayesinde hep hayalini kurduğum dünyada tanınırlığı olan, sesimi dünya çapında duyurabileceğim bir örgütte çalışma hayalimin de kapısını aralamış oldum. Çok saygın insanlarla bir araya gelmek, onların da bizlerden ne kadar etkilendiklerini duymak ve hala bağlantılarımızı sürdürebiliyor olmak gerçekten dünya insanı olma yolunda giden bir hukuk öğrencisi için eşsiz bir mutluluk.

Üniversite hayatımı bütün bu deneyimlerin yanı sıra Hukuk Fakültesi Birincisi ve Yüksek Onur Öğrencisi olarak tamamlamış bulunuyorum. Geriye dönüp baktığımda sosyalliğimden, spor hayatımdan, ailemden ve kendimden hiç ödün vermeyerek bütün bunlara sahip olmuş olmak beni gerçekten çok mutlu ediyor. Üniversite ortamı sadece kitap okumakla, ders çalışmakla geçecek bir yer de değil; ancak güvenli bölgenizden çıkmayarak hep yeteri kadarı ile idare edeceğiniz bir yer de değil. Önünüze sunulan imkânları en iyi şekilde kullanmak ve bundan keyif alarak kendinizi hep daha ileriye götürmek insanın kendi elinde. Ne mutlu bana ki, bunu bana gösteren ve öğreten çok değerli akademisyenlerle birlikte bu dört senemi tamamlamış oldum. Geriye dönüp baktığımda bütün bu deneyimler ve hayat dersleri için minnettarım.