BİLGİ’de her an her şey mümkün
Üniversite sınavlarına hazırlandığım dönemde, birçok tanınmış, iyi ve köklü okula girme şansım varken daha inovatif ve daha dinamik olacağını düşündüğüm için İstanbul Bilgi Üniversitesi’ni tercih ettim. Çünkü BİLGİ’nin yurtdışı bağlantılarının çok güçlü olduğunu biliyordum. Özellikle de üniversitede ikinci sınıftan itibaren University of London ve BİLGİ işbirliğiyle aynı anda Londra’da okumak düşüncesi benim en büyük hedefimdi. Nitekim tercih dönemi geldiğinde ilk tercihlerimin hepsine İstanbul Bilgi Üniversitesi yazdım ve üniversite hayatım 2013 yılında İstanbul Bilgi Üniversitesi Ekonomi Bölümü’ne 100% burs kazanarak başlamış oldu. Bir yıl hazırlık ve bir yıl da bölümümü okuduktan sonra 2015 yılında Ekonomi ve İşletme Üstün Başarı Programı’na dahil olmaya hak kazandım. 3 yıl önce başlamış olduğum bu macera geçtiğimiz yıl sona erdi. Sanki gerçekten bu tercihleri birkaç gün önce yapmışım gibi hissediyorum.
Üstün Başarı Programı’na başladığında, okula giriş yaptığınız programla bir bağınız kalmıyor. Artık çok daha küçük bir grup halinde (ortalama 25 kişi) normal bölümlere göre daha zorlayıcı bir ders programına sahip oluyorsunuz. Bu ders programı tamamen İngiltere’den geliyor ve burada bize ders veren hocalarımızın çoğu ya bu bölümden mezun hocalarımız ya da genellikle lisansüstü dersi veren hocalarımızdır. University of London’a bağlı London School of Economics and Political Science (LSE) gerçek anlamda alışmadığımız tarza sahip bir okul ve açık olmak gerekirse çok da zorlayıcı. Burada hocalarımızın bizlere desteği çok fazla oluyor. Tabii küçük bir grup olduğumuz için hocalarla iletişimimiz de çok daha özel. Hangi gün, saat veya konu olursa olsun bizlere bir telefon uzaklıktalar. Bu nedenle BİLGİ’nin bana kattığı en önemli ve güzel şeylerden biri, iyi ve güçlü bir vizyonun yanında değerli bir network ve dostluklar oldu.
BİLGİ’de her an her şey mümkün. Her gün farklı insanlarla tanışıp kendinizi farklı bir etkinliğin içinde bulabiliyorsunuz. Özellikle okulun bu konuda öğrencilere desteği çok yüksek. Akademik hayatın yanında, bizleri gerçek iş ve sosyal hayata hazırlayan birçok fırsat var. Özellikle kariyer alanında hayatımın en önemli deneyimlerinden birini BİLGİ sayesinde yaşadım. Okulun bizleri yönlendirmesi ile Bir Gün CEO Programı’na başvurmuştum. Bu program Odgers Berntdson aracılığıyla, dünyada 10 yıldır süren, Türkiye’de ilk defa bu sene gerçekleştirilen bir program. Program uzun süren eğitimler ve workshoplardan oluşuyor. Bu aşamaların hepsinde çok fazla şey öğrenirken aynı zamanda da bir elemeye tabi tutuluyorsunuz. Programın sonunda ise binlerce kişi içinden seçilen 15 öğrenci, günümüzün en değerli 15 CEO’su ile eşleştiriliyorlar. Bir gün boyunca o şirketin CEO’su gibi dopdolu bir deneyim yaşayıp, karşılıklı mentorluk gerçekleştiriyorlar. Bense okul sayesinde başvurmuş olduğum bu programda, seçilen öğrencilerden biriydim ve Kanal D CEO’su Özge Bulut Maraşlı ile eşleşme fırsatı yakaladım. Bir koca günü birlikte, Kanal D’yi yöneterek geçirdik ve karşılıklı olarak fikir paylaşımlarında bulunduk. Kendisi ile gelecekte de iletişimimiz devam edecek ve kurulması muhtemel olan, gençlerden oluşan bir danışma kurulunda üye olma imkanım olacak.
Okul hayatım boyunca, birçok farklı sektörde çok farklı staj deneyimlerim de oldu. Her zaman kendini keşfetmenin önemli olduğunu düşünmüşümdür. Çünkü kendini iyi tanımak ve nelerden zevk aldığını, güçlü yönlerinle neleri birleştirebileceğini bilmek, insana her zaman daha emin ve sağlam adımlar attıracaktır. Bu nedenle ben, hangi sektörden daha çok zevk aldığımı ve hangisinin kişiliğime ve ilgi alanlarıma daha uygun olduğunu görmek istedim. Kendimi her bir süreçte geliştirirken, bir sonraki adıma daha güçlü ve kendinden emin olarak ilerledim. Şunu da belirtmek isterim ki, okulda derslerde öğrendiğimiz her şeyi bire bir uygulamıyor olsak da gördüğümüz dersler bize çok farklı bir vizyon kazandırıyor. Bugün, bir iş görüşmesine gittiğinizde önünüze verilen bir projeye bakış açınız, derslerden aldığınız bilgiler ile kendi bilgileriniz ve kişiliğinizin harmanlanmasıyla şekilleniyor. Bu nedenle, çok farklı ve yenilikçi fikirlere açık olmak, bu konuda donanımlı bir eğitim almak ve bunu okul dışı aktiviteler ile desteklemek çok önemli. Nitekim, ben tüm bunları İstanbul Bilgi Üniversitesi’nde gerçekleştirdiğimi düşünüyorum ve üniversite hayatı boyunca kariyer anlamında birçok farklı perspektiften beslenmeye çalışan biri olarak, bu okuldan “keşke”lerle değil, “iyi ki”lerle mezun oluyorum.