BİLGİ Müzik, benim ilk sanat çevrem oldu
İstanbul Bilgi Üniversitesi Müzik Bölümü’nün yetenek sınavlarına girdiğimde yıl 2003’tü. İzmir Bornova Anadolu Lisesi’nden henüz mezun olmuş, müziğe ve besteciliğe olan tutkusunu Isparta ve İzmir’de aldığı özel derslerle beslemeye çalışan 18 yaşında bir gençtim. Mimar Sinan Üniversitesi Sinema-TV Bölümü’nü kazanmış olsam da, tutkumu izledim ve müziği seçtim. İyi ki de seçmişim diyorum yıllar sonra… BİLGİ’de okumak için tek başıma İstanbul’a geldiğimde bu tercihimin hayatımı kökten değiştireceğinin farkında değildim elbette. BİLGİ Müzik, hem seçkin öğrencileri hem de nitelikli eğitmen kadrosuyla benim ilk sanat çevrem oldu ve halen bu çevrenin içinde çok önemli bir alanı kaplamakta.
Kendi bestelerimi ve düzenlemelerimi çaldığım ilk grubum Uzunyol Üçlüsü’nü BİLGİ bünyesinde, dönem arkadaşlarımla kurdum. İlk öğretmenliğimi, öğrenciliğim sırasında, BİLGİ’nin sosyal sorumluluk projeleri kapsamında deneyimledim. Bölümün ilk Erasmus öğrencisi olarak Polonya’daki Krakow Müzik Akademisi’nde tam bir yıl geçirdim. Bu sayede çağdaş bestecilik konusunda olduğu kadar uluslararası bir çevreye girmek açısından da paha biçilemez bir fırsat yakalamış oldum. Lisans mezuniyetimin ardından araştırma görevlisi kadrosuyla BİLGİ’ye ben de katkıda bulunmaya başladım. Bu süreçte yüksek lisans için Milano Konservatuarı’na başvurdum ve sınavlarını geçtim. BİLGİ Müzik bana bir yıllık burs desteğinde bulunmakla kalmadı, iki yıl sonra İtalya’dan döndüğümde bana bu kez tam zamanlı öğretim görevlisi kadrosuyla kucak açtı.
BİLGİ’deki öğrenciliğim ve öğretmenliğim engelleyici, tektipleştirici veya tekelleştirici değil, aksine, bağımsız çalışmalarıma ve projelerime alan tanıyan, hatta bunları destekleyen bir yol izledi hep. Bunun en güzel örneğini, bölümden dönem arkadaşım Mustafa Kemal Emirel ile kurduğumuz Yürüyen Merdiven’le deneyimledik. Kendi beste ve düzenlemelerimizi çaldığımız bir davul-piyano projesi olan Yürüyen Merdiven, ilk albümünü BİLGİ Müzik’in ses stüdyosunda kaydetti. BİLGİ’li bir ses teknisyeni olan öğrencimiz Çağdaş Yarman’ın kaydettiği albüm, yine başka bir BİLGİ’li müzisyen Ediz Hafızoğlu’nun kurduğu Kabak-Lin Recaords’tan piyasaya sürüldü. Yürüyen Merdiven, 2012’den bu yana piyanist ve müzik yönetmeni olarak bünyesinde çalıştığım Dostlar Tiyatrosu’yla işbirliği açısından da çok anlamlı bir üründü benim için: Genco Erkal, Tülay Günal ve Deniz Doğangün’le yaptığımız kayıtlar, Dostlar’la olan bağımsız ve muhalif kimlikli bu projemi BİLGİ’nin gücüyle birleştirdiğim değerli ürünlere dönüştüler.
Bugün öğretim görevlisi olarak BİLGİ’deki 5. yılımı doldururken bir yandan Mimar Sinan Üniversitesi Kompozisyon Bölümü’nde doktora tezimi yazıyor, diğer yandan çağdaş akustik müzik alanındaki beste çalışmalarımı sürdürüyorum. Yürüyen Merdiven’in yine tiyatro ve şiir yüklü olacak 2. albümünün hazırlıklarına başladık bile. Sonbaharda BİLGİ’de kaydedeceğimiz albüm öncesinde Yürüyen Merdiven bu yılki İstanbul Caz Festivali’nin de konuğu olacak…
Geriye dönüp baktığımda görüyorum ki BİLGİ’nin bana verdiği şey bir sorumluluktur; ve her sorumluluk gibi “bilgi” de öğrenildikçe çoğalır, paylaşıldıkça değerli hale gelir.