Utku Öztürk

Hayatımın en zor kararlarından birini almak üzere olduğum üniversite tercih döneminde kapısından ilk girişimle beraber beni büyük bir heyecanla içine çekip, bütün hayatımı değiştiren BİLGİ şu anda ayaklarımın üzerinde kendi sektörüm ve şahsi karakterim bakımdan güçlü durmamda çok büyük bir öneme sahip.

Üniversite hayatım başlamadan önce kafamda gerçekleştirmek istediğim belli başlı şeyler vardı. Örnek vermek gerekirse çift anadal, Erasmus Programı ve okurken para kazanabilmek. Geçen dört seneye baktığımda bunların hepsini çok rahat bir şekilde adım adım gerçekleştirebildiğimi görebiliyorum. Aslında BİLGİ İletişim Fakültesi’nde okuyan bir öğrencinin hayatını ne kadar değiştirebilip kendini ne kadar fazla geliştirebileceğini deneyimlemiş olmak ve verilen imkanların fazlalığından kaynaklı olarak hala biraz da şundan yapayım demenin keyfini yaşamak fazlasıyla mutlu edici.

BİLGİ İletişim Fakültesi Televizyon Haberciliği ve Programcılığı Bölümü’ne ilk adımımı attığımda olacaklardan habersizdim. Bölüme başladığımda bize verilen ekipmanlar ve akademisyenlerin kalitesi sayesinde hemen iletişim sektörü içerisinde bir şeyler yapmaya başlamıştım. İlk senemde görevli öğrenci programından haberdar oldum ve yaklaşık bir sene boyunca santralistanbul Kampüsü, Latif Mutlu Kütüphanesi’nde görevli öğrenci olarak çalıştım. Sonrasında BİLGİ’li olmayı en derinden anladığım ve bütün bölümlerden öğrencilerle tanışıp arkadaş çevremi geliştirmemi sağlayan ek olarak da iş hayatına karşı fikirlerimin oluşmasına ön ayak olan okulumuzun Yaz Tanıtım Günleri’nde iki yaz boyunca görev aldım. BİLGİ’nin bu kadar içinde olmanın verdiği öz güvenle hemen ikinci senemde çift anadal programına dahil oldum ve yine BİLGİ İletişim Fakültesi’nden Sinema ve Televizyon Bölümü ile beraber kendi bölümümü okumaya başladım. Sırada yurtdışı olanaklarından yararlanmak vardı. Hemen Erasmus+ programı kapsamında bir dönem boyunca BİLGİ’nin bağlantısı olan Almanya’nın tek devlet medya üniversitesi Stuttgart Medya Üniversitesi’nde bir dönem boyunca değişim öğrencisi olarak eğitim gördüm. Farklı kültürlerden insanlarla, hiç tanımadığım bir yerde kendi ayaklarım üzerinde durdum ve hayatım boyunca unutmayacağım güzel anılar biriktirdim. Şimdi dünyanın dört bir yanında arkadaşlarım var. Eğitim gördüğüm okuldaki bütün arkadaşlarım medya-iletişim sektörünün gelecekteki çalışanları olacağından ileride uluslararası kollektif işlerinde önünü açmış oldum ve bu tanıdıklarım sayesinde yurt dışında staj imkanları yakaladım sonrasında Türkiye’ye geri döndüm. Erasmus+ programı ile tanıştığım arkadaşlarım beni İstanbul’da da ziyaret ettiler ve bağlantılarımız ömür boyu devam decek gibi duruyor. Yeni bir yurtdışı deneyimi ile yolumun tekrar kesişeceği anı büyük bir hevesle bekliyorum. Son iki senedir de bir sosyal medya ve görsel sanatlar ajansında ‘’videomaker’’ olarak çalışmaktayım ve sektörün içine girdikçe ne kadar çok BİLGİ mezunu olduğunu, işverenlerin BİLGİ mezunu iletişim çalışanlarına fazlasıyla önem verdiğini görüyor ve yaşıyorum.

Bence üniversite hayatı ileride yaşayacağımız hayatımızın temelini oluşturuyor. Çünkü BİLGİ’de deneyerek ve pratik yaparak yaptığımız her şey geleceğimizin bir simülasyonu oluyor. Geri dönüp şu kısa zamanda yaptıklarıma bakınca tekrar tekrar söyleyebilirim ki BİLGİ’nin kapısından içeri girerek kendim için çok doğru bir karar verdim.