Kerem Er
Spor Yöneticiliği & İletişim Tasarımı ve Yönetimi Yan Dal Öğrencisi
Çocukluğumdan beri sporla ilgileniyorum. 3 yaşımda yüzme dersleri almaya başladım, ardından Fenerbahçe’de lisanslı olarak yüzme geçmişim oldu. 5 yıl Fenerbahçe’nin bünyesinde yüzdüm. Aynı zamanda Koç Lisesi’nde 4 yıl boyunca yüzerken son 2 yılda okul takım kaptanlığı yaptım.
Yüzme dışında futbol, basketbol ve tenis gibi birçok sporu da hep takip edip oynardım. Yani ben sporu çok seviyordum; ama spor dışında hiç bir dersi sevmiyordum. O yüzden aslında sporun içinde kalacağımı biliyordum.
2017 yılında henüz 10. sınıf öğrencisiyken Koç Lisesi’ndeki yurt içi danışmanı Fatma Hoca sayesinde BİLGİ Spor Yöneticiliği’ne bir mail attım. Hemen geri dönüş aldım ve santralistanbul Kampüsü’nde Cem Tınaz hocamla görüşme fırsatım oldu. Cem Hoca bana bölümün vizyonundan bahsettiğinde çok etkilenmiştim. Türkiye’de bu bölümün nitelik olarak da tek olduğunu anlamıştım. O zaman kendime hedef koydum ve dedim ki “Ben BİLGİ Spor Yöneticiliği’nde okuyacağım!”
Daha sonrasında her şeye daha farklı bakmaya başladım. Spor sektörünün zor bir sektör olduğu belliydi; ama bu asla bir bahane olamazdı benim için. Spor sektörüyle ilgili görüş her zaman “Sporun içinden gelmeyen insanların yönetmesi” oldu. Bu yüzden spor yönetimi yapılamıyordu Türkiye’de.
Benim için en iyi spor yöneticisinin hem sporcuların nasıl düşündüğünü bilmesi hem de antrenörlerin nasıl düşündüğünü bilmesi lazımdı.
Ben de 16 yaşımdayken, bu vizyonla birlikte bir şekilde -gerçekten bir şekilde- Fenerbahçe’deki yüzme antrenörlerimi ikna ettim ve Temmuz 2017’de henüz 16 yaşımdayken yüzme antrenörlüğü stajına başladım. Çalışkanlığımla birlikte 2 yıl boyunca Fenerbahçe’de staj yapmış oldum. Aslında süper kahraman gibiydim, 11 ve 12. sınıfta hafta içleri lise öğrencisi, hafta sonları yüzme antrenörüydüm.
2019 yazı ise benim için bir dönüm noktasıydı. 18 yaşıma bastım, Koç Lisesi’nden mezun oldum, Fenerbahçe’de kadrolu çalışmaya başladım ve BİLGİ Spor Yöneticiliği’ni kazandım!
Daha sonrasında hiç hız kesmedim ve Fenerbahçe Çekmeköy yüzme şubesi, Türkiye Tenis Federasyonu, Athlyts adındaki İsviçre merkezli start-up, HD Protek gibi birçok kurumda farklı pozisyonlarda deneyimler elde ettim.
Koç Lisesi’nde FIFA E-spor Turnuvası oluşturdum ve o projenin turnuva direktörlüğünü yaptım. Aynı zamanda ‘Final 4’ maçlarını Twitch üzerinden sundum. Aynı zamanda, Koç Okulu’nun da her sene yayımlanan Voice Dergisi’nede röportaj verdim.
Sektörde kazandığım deneyimlerin ve projelerin dışında, Emir Turam hocamın tavsiyesiyle Başakşehir Futbol Kulubü’nün Mayıs 2020’de yapmış olduğu Profesyonel Futbol Yönetimi sertifika programına 400 başvuru arasından seçilen 25 kişiden biri olmayı başardım ve “E-sporda Sponsorluk ve Reklamlar” üzerine mini bir tez çalışması yapma fırsatım oldu.
BİLGİ Spor Yöneticiliği’nden seçilen 8 kişiden biri olup Nisan 2021 de gerçekleşen SportsPro Hackathon’da uluslararası bir ortamda farklı ülkelerden spor yöneticiliği öğrencileriyle de mücadele ettiğimiz bir yarışmada da bulundum.
Bu deneyimlerimin hepsini BİLGİ Spor Yöneticiliği öğrencisi olduğum için yapabildim!
BİLGİ Spor Yöneticiliği’nde okurken, okuduğum her şeyi deneyimlerim sırasında kullanabildim. Bu da beraberinde hem okumayı hem de çalışmayı çok eğlenceli bir hale getirdi.
Haziran 2021’de Nike Türkiye Pazarlama departmanı bana ulaştı. Genel bir işe alım sürecinden sonra 1 yıl stajyer seçildiğimi açıkladılar. Bu gelişmeden bir ay sonrada Avrupa Spor Yöneticiliği Birliği (EASM) 25-29 Ekim 2021 de St. Gallen Üniversitesi’nde gerçekleşecek olan Impulse Summit için 2 öğrenciye burs vereceğini açıkladı. 1 dakikalık video ile yapılan başvurular sonunda bursu kazanan 2 öğrenciden biri olmayı başardım!
Her gün, iyi ki BİLGİ’liyim diyorum. Her zaman bir telefon uzağımda olan hocalarım bana çok şey öğrettiler, öğretmeye de devam ediyorlar. Hepimize vizyon kattılar ve hayal kurmamıza destek oldular. Türkiye’de Spor Yöneticiliği okuyacaksanız başka hiç bir okula bakmayın derim.
Yine tercih yapacak olsam, bu yine BİLGİ Spor Yöneticiliği olurdu.