Fatih Aydın

Fatih Aydın

Halkla İlişkiler ve Reklamcılık Çift Anadal Öğrencisi

Bence başarılı bir akademik hayat için ilk adım güzel hikayelere ev sahipliği yapabilecek bir üniversite. Anlatabilecek birçok hikaye yaşadım. Söylediğim gibi birden fazla hikaye yazmak için İstanbul Bilgi Üniversitesi’ne geldim.

İnsanlar birden fazla hikaye yazabilir. Benim ilk hikayem lise yıllarında başlıyor. Birçok öğrenci gibi ne yapacağım konusunda kararsızlık içerisinde günlerimi geçiriyordum. Türkiye’deki ailelerin genel inancına katılan ailem sayısal okuyan insanların daha zeki olduğu düşüncesiyle beni sayısal okumaya itmişlerdi. Kararsızdım, bilgisizdim.  İçine kapanık bir yapım vardı. Liseden mezun olduğum yıl istediğim bir yere yerleşemedim. Sayısal okumamam gerektiğini anlamam bir yıl kayıp vermeme sebep olmuştu. Bir sonraki yıl eşit ağırlıktan sınava hazırlanıp İstanbul’da başka bir üniversitede İşletme bölümünü kazanmıştım. Beni tatmin edeceğini düşünerek okula başladım. Ancak tatmin olmak için aslında ne istediğimi de bilmem gerekiyordu. Bir üniversiteden ne beklemem gerekiyor, öncelikle bunlara karar vermem gerekiyordu. Akademik Kariyer, eğlenceli bir öğrencilik hayatı, destekleyici bir üniversite ve üniversite etkinlikleri. Hangi birinin benim için tatmin edici olduğuna karar vermem gerekiyordu. Bir üniversite bunların birden fazlasını öğrencilerine sunabilir miydi? 2 yılımı İşletme okuyarak geçirdim. Mutlu olmadığımı, bölüm ve okulun bana ait olmadığını fark ettim. O yıllarda Abim, İstanbul Bilgi Üniversitesi’nde Uluslararası İlişkiler okuyordu. Aradığım tüm kriterlerin bir okulda toplandığını fark ettim. Abimin okula ne kadar mutlu gittiğini gördüğümde benimde burada olmam gerektiğini fark ettim. Ailemden gizli bir şekilde tekrardan sınavlara hazırlandım. Bu sefer tek bir hedefim vardı. O da BİLGİ’ydi. Emeğimin karşılığını aldım ve İstanbul Bilgi Üniversitesi Halkla İlişkiler bölümüne yerleştim. Kampüse adımımı ilk attığımda hayatımda almış olduğum en iyi kararlardan birisinin bu okulu seçmek olduğunu anlamıştım. İlk dersten çıktığımda kendime bir söz verdim. Okulun sağladığı tüm imkanları değerlendireceğim diye. Böyle de yaptım. İletişim okuyan birisi olarak biraz içine kapalı birisi olduğumu fark ettim. Kendimi geliştirmem gerektiğine inanarak Görevli Öğrenci programına başvurdum. Birden fazla departmanda çalışma imkanı sunan bu programdan benim için en uygunu tanıtım ofisiydi. Bireysel iletişimlerde çekingenlik yaşayan bir yapıya sahipken görevli öğrenci programıyla beraber elli hatta yüz kişilik grupların karşısında rahatça konuşabilecek duruma geldim. Bu beni sadece sosyal olarak etkilemedi. Ders içerisinde yaptığım sunumlarda da daha özgüvenli olduğumu fark ettim. İlk yılımı başarılı bir şekilde tamamladıktan sonra okulun çift anadal ve yandan programında öğrencilere sağladığı kolaylıkları duyarak başvurumu yaptım. Gerekli şartları sağladığım için başvurularım kabul oldu. Akademisyenler derslerim konusunda sürekli yanımda oldular. Gerek akademik gerek sosyal yaşantım olarak kendine güvenen ve başarılı bir birey oldum. Bence başarılı bir akademik hayat için ilk adım güzel bir üniversite. Güzel hikayelere ev sahipliği yapabilecek bir üniversite. Anlatabilecek birçok hikaye yaşadım. Başta da söylediğim gibi birden fazla hikaye yazmak için İstanbul Bilgi Üniversitesi’ne geldim.