Emre Serim

Bir türlü tamamlayamadığım lise eğitimimi tamamladıktan sonra yaklaşık 10 yıldır alaylı olarak çalıştığım mesleğimin diplomasını almak istemiştim. İlk üniversite sınavımda 1. tercih olarak İstanbul Bilgi Üniversitesi’ni yazdım. Çünkü etrafımda mesleğimi icra eden ve başarılı olan çoğu kişi BİLGİ mezunuydu. Sadece diploma alıp çıkma hayaliyle dahil olduğum bu serüven, neredeyse hiç devamsızlık yapmadan ve notlarında 85’in altına düşmeyen bir öğrenci olma haline dönüştü. Grafik Tasarım bölümündeki derslerin ne kadar doğru planlandığı ve bu hocaların ne kadar doğru seçildiği belliydi. İlk dönem Temel Fotoğrafçılık için santralistanbul Kampüsü’ne girdiğimde kendi içimde İstanbul Bilgi Üniversitesi’nin neden başarılı olduğunu anlamıştım. Adeta başka bir dünyaya girmiş hissi veren bir okul ve sonsuza kadar BİLGİ’li olmaktan mutluluk duyacağım.

Grafik tasarım bölümünde daha önce eline kalem almayan ben, çok da kötü olmayan işlere imza attım sayılır. Tüm derslerin birbiriyle bağlantılı oluşu da 10 yıldır gerçekleştirdiğim mesleğin teknik açıklarını çok hızlı şekilde kapatmış oldu.

29 yaşında ve evli bir adam olarak sizlere hayatınızın aşkını bu okulda bulacağınız gibi, dersler çok kolay, anında diploma alırsın gibi ütopik cümleler kuramayacağım ama şunu söyleyebilirim; biz öğrencilerin daha da iyi olması için arka planda çalışan yüzlerce eğitmeniyle İstanbul Bilgi Üniversitesi doğru seçim. Hayatımda kolay kolay keşke demeyen, okula giderim, birileri benim yerime imza atar, sınavdan sınava giderim diyen ben, zamanında keşke okusaymışım ve bu okul ile tanışsaymışım dedim.