Alara Nacar

İstanbul Bilgi Üniversitesi Hukuk Fakültesi, üniversite sınavına hazırlık senem boyunca kazanmak istediğim bölümdü, özellikle akademik açıdan ne kadar başarılı olduğunu ve hocaların ne kadar iyi olduğunu sürekli duyuyordum. Bunların yanı sıra Türkiye’de klinik dersi olan bir hukuk fakültesi olması beni çok heyecanlandırıyordu, mesleğe atılmadan mesleğin inceliklerini daha yakından öğrenme şansı yakalayabileceğim, teorik derslerin ve çoğunlukla gerçek olmayan pratik çalışmaların arasında gerçekten insanlara yardım edebileceğim, gerçek olaylar üzerinde çalışabileceğim bir alanın varlığı beni bu gelecekteki okuluma daha da çok çekiyordu. Doğrusu ben daha okula girmeden klinik dersini almayı istiyordum. Bu nedenle okula girdikten sonra özellikle son sınıfa gelip artık birçok şeyi öğrenip onları kullanabileceğim bir hale gelince özel hukuk kliniği dersine başvurdum ve şu an hep hayal ettiğim fırsatı yaşıyorum. Gerçek kişilerin gerçek sorunlarını çözmeye çalışıp hayatlarına dokunuyoruz, onlara yardım ediyoruz ve bunu daha okuldan mezun olmadan, hocalarımızın gözetiminde yapmaya çalışıyoruz. Çoğu mezuna göre okul bittikten sonra iletişim ve araştırma konularında artımız oluyor. Klinik dersinin bana bu okulun ve hocalarımın kattığı birçok değerden biri olduğunu söyleyebilirim, yaşanması gereken bir deneyim.