Ahmet Renklioğlu

İstanbul Bilgi Üniversitesi’ne geldiğimde, Türkiye’deki her lise mezunu genç gibi ne yapacağını ve istediğini tam olarak bilmeyen biriydim. BİLGİ, benim sadece hayallerime ulaşmamı değil, onları yaratmamı sağlayacak güvenli ortamı da sağlamasıyla hayatımı bambaşka bir yöne çevirdi.

BİLGİ’nin en güzel yanının, akademisyen hocalarımıza istediğimiz zaman ulaşıp onların engin deneyimlerinden yararlanmak olduğunu düşünüyorum. Ben de bölümümün ilk yılında derslerimize giren akademisyenlerle kurduğum ilişkiler sayesinde kendi yolumu buldum. O zamandan beri hayalini kurduğum yüksek enerji fiziği alanında uzman hocalarla çalışmaya başladım. BİLGİ’nin öğrencilerine sağlamış olduğu yandal ve çift anadal imkanları sayesinde Makine Mühendisliği okuduğum sırada yandal olarak da Elektrik ve Elektronik Mühendisliği eğitimi aldım. Yandal eğitimimin bana kattıkları sayesindealanımda daha geniş bir yelpazede iş yapabilme becerisine kavuştum. Tüm bu ders hayatı devam ederken, üniversitenin laboratuvarlarında kendi hayalimdeki işleri yapma fırsatı elde ettim. Edindiğim bu pratik beceriler ve aldığım seçmeli dersler sayesinde, asıl ilgi duyduğum alan olan fizikte kendimi geliştirme imkânı buldum. Üniversite 3. sınıfta Avrupa Nükleer Araştırma Merkezi (CERN) ATLAS Deneyi’ne katıldım. Bölümümü bitirirken bitirme projesi olarak “PET Cihazları’na Radyoizotop Üreten Döndüreç (Siklotron) Tasarımı” üzerine çalıştım. Böylece en büyük hayallerimden biri olan hızlandırıcı tasarlamaya daha lisans dönemimde başlamış oldum.

Tüm bunların yanı sıra, öğrenci kulüplerine verdiği destekle Türkiye’de bu alanda öncü olan BİLGİ sayesinde, arkadaşlarımla beraber toplumsal alanda gerçekleştirmek istediğimiz hayallerimiz üzerine çalıştığımız BİLGİ BİLSEV kulübünü kurduk. Öğrenci Destek Merkezi’nin verdiği destekler sayesinde çok güvenli ve özgür bir ortamda, hayallerimiz üzerine düşünecek o kadar çok fırsatımız oldu ki, üniversiteden mezun olduğum yıl kulübümüzü Bilim Sanat Ekini ve Eğitimi Derneği (BİLSEV) adıyla dernekleştirdik. 2 yıldır, Türkiye’nin eğitim ve kültür sorunlarına köklü ve sürdürülebilir çözümler üretmeyi hedefleyen, bilim ve sanat yoluyla bu sorunları çözmeye çalışan gençlerden ve bizlere danışmanlık eden deneyimli bilim insanları ve sanatçılardan oluşan bu eşsiz topluluğun Yönetim Kurulu Başkanlığı’nı yürütmekteyim.

Lisansımı 2019 yılında bitirdikten sonra, ilgi duyduğum alanda daha derine inebilmek için Özyeğin Üniversitesi Fizik Yüksek Lisans Bölümü’ne başladım. Aynı zamanda şu anda çalışmalarıma İsviçre’de, Avrupa Nükleer Araştırma Merkezi’nde (CERN) araştırmacı olarak devam ediyorum. Dünya çapında kendini ispat etmiş bir kurumda araştırmacı olarak yer almamda en büyük paya sahip, beni CERN’le tanıştırıp ilk ilişkilerimi yaratan ve böylece en büyük hayallerimden bir diğerini gerçekleştirmemi sağlayan BİLGİ, tüm bunlar nedeniyle kalbimde her zaman en özel köşelerden birinde kalacak ve bu güzel üniversiteyle bağım hiçbir zaman kopmayacak.

non scholæ sed vitæ discimus!

Okul için değil, yaşam için öğrenmeli.