Damla Ertem

Damla Ertem

Endüstriyel Tasarım Mezunu

Çocukluğumdan beri elimdeki malzemelerle denemeler yapmaktan, onlardan bir şeyler oluşturmaktan çok keyif aldım ve hala alıyorum. Malzeme yaratmak, onlar üstünde deneyler yapmak ve potansiyellerini tanımak benim için büyük bir keyif. Plastik maket, model yapımından seramik, ebru, ahşap oyma, tuval yapımına kadar mümkün olduğunca çok el işi gerektiren sanat dallarını denedim. Çevreye ve geleceğe olan bakış açım sebebi ile sürdürülebilir mimarlık düşünürken İstanbul Bilgi Üniversitesi’ni çok seven ve aslında beni benden daha iyi tanıdığını fark ettiğim bir arkadaşım bana BİLGİ Endüstriyel Tasarım’ı önerdi. Tam benim istediğim bir bölümmüş meğer. Kampüse tanıtıma geldiğim anda oraya ait olduğumu hissettim. Stüdyo alanlarını, atölyeleri gezerken orada yapabileceklerimi ve ne kadar aşina olduğum bir dünya içinde olduğunu fark ettim. Bu dünyanın bir parçası olmak için sabırsızlandım. İstanbul Bilgi Üniversitesi’nin hem bize sağladığı imkanlar hem de eğitmenlerimizin sektörde önemli kişiler olarak yer alması benim için kilit noktaydı. Üretim yapan bir yerde olmak istiyordum. Bilgisayar başında çizimden, sanal ortamdan daha çok projemi ellerimle hissetmek istiyordum. Başka hiçbir üniversiteyi gezmeme gerek kalmadan tek tercih yaptım ve yine seçim yapacak olsam aynı tercihi gözüm kapalı yaparım. Fabrikada büyük ölçekli ürün tasarlamak isteyenden kendini bir sanatçı olarak gören ve bunun üstüne gitmek isteyen herkese ayrı ayrı hitap eden ve yön seçimlerine destek veren farklı dersler var. Bir derste sanat tarihi tartışıp devamında elektrik süpürgesi söktük ve tasarlayıp mekanizmasını birebir ürettik.  BİLGİ’de ilk yılımdan sonra hem geçmiş birikimim hem de okulumdaki donanımlı eğitim sebebi ile İKSV’de çalışmaya başladım. Aynı yaz BİLGİ ve İzmir Ekonomi’nin Ortak Atölye Çalıştayı’na katıldım ve 4. İstanbul Tasarım Bienali yan etkinliği olarak Fransız Kültür’de bir sunum yaptık.  İkinci sınıfta bize misafir gelen ECAL öğrencileri ile İstanbul üretimini tattırdığımız bir atölyede okulu temsilen rehberlik yaptım ve ustalarımızı, kültürümüzü tanıttım. Bu çalıştay bitiminde ise atölye çıktıları Arter’de 4. İstanbul Tasarım Bienali kapsamında sergilendi.  Son yılımda ise, VCD okuyan ve İstanbul Bilgi Üniversitesi’ne girmemi sağlayan arkadaşım Utku Ergüder’le birinci sınıftan beri hayalimiz olan tüm tasarım dallarını buluşturan, Mezuniyet Sonrası Network’ün temelini atabileceğimiz ve kampüs içinde farklı tasarım dallarının etkileşimde olup, birbirlerinden faydalanabilecekleri  ‘’KLANhane’’yi kurduk.
İstanbul Bilgi Üniversitesi’ni tercih etmek hayatımdaki dönüm noktalarından belki de en önemlisiydi.